EVLİYALAR BELDESİ KARAKAYA İNANÇ COĞRAFYAMIZIN MERKEZİDİR. Seyit Burhanettin AKBAŞ. Bindallı. 24 Nisan 2024

EVLİYALAR BELDESİ KARAKAYA İNANÇ COĞRAFYAMIZIN MERKEZİDİR. Seyit Burhanettin AKBAŞ. Bindallı. 24 Nisan 2024 

Aslında Anadolu’da ve bütün Türk yurtlarında, hatta ecdadımızın ayak bastığı her yerde adı bilinen ya da bilinmeyen sayısız inanç önderimiz vardır. Gökteki yıldızlar gibi pırıl pırıl parlarlar ve ihtiyacı olana halen de yol gösterirler. Adları “yatar” ya da “yatır” olanlar isimsiz kahramanlardır. Bazen bir türbeye rastlarsınız, halk kimin yattığını bilmez de “Garip Türbe” deyiverir. Kimilerinin ise adları vardır ve o adın yanına “baba, dede, gazi” gibi unvanlar eklenir. Aslında her şey dua ve dilek kapısında oturmakla ilgilidir. İnsanımız atalarının ruhunu bir şekilde hissetmek istiyor ve o varlık, insanımızı daha güçlü kılıyor. Bazen siz ona gidiyorsunuz, bazen de o size geliyor. Nasıl geliyor derseniz, rüyalarımıza gelip bizimle sohbet eden, dertleşen birileri elbette var. Bazılarını hatırlayıp çoğunu da unuttuğumuz o sohbetler elbette hikmetlidir ve ruhumuza bir huzur dolduğu kesindir.

Şimdi gel gelelim Karakaya’ya … İnşallah Memduh Başkan ve Fatih Üzüm Kardeşim bu yazıyı okurlar. Karakaya çok ilgimi çeken bir yer… Buraların ilk sakinleri Selçuklu öncesiyle, yani Danişmendlilerle ilişkilendiriliyorlar. Danişmentli demek öyle basit bir söz değil. Bunlar Anadolu’yu fetheden fetih öbekleridir ve Kayseri bölgesi Danişment Gazi’nin çocuklarından iki büyük şahsiyetin yattığı yerdir. Melik Mehmet Gazi, Kayseri ve civarının fatihidir ve mezarı Kayseri Ulu Camiinin yanındadır. Diğeri de kardeşi Melik Emir Gazi Malatya ve civarının fatihidir, vasiyeti gereği Pınarbaşı’nın Melkgazi köyünde türbesinde yatmaktadır. Karakaya’da bunca evliya nasıl bir araya geldi, bu durumun Anadolu’nun fethiyle ilgisi nedir? Keşke bu sorulara net cevaplar bulabilseydik. Danişmentli’den sonra Selçuklu da gelip geçmiş ve Selçuklu’dan sonra kurulan Uygur Hanedanlığı Eretna Beyliğinden Cafer Bey, Karakaya’daki Seyyid Halil Devletlü Hazretlerini ve diğer evliyaları, unutulmamaları için bir vakfa bağlamıştır. Tekkeleriyle, dergahlarıyla, aş evleriyle Osmanlı döneminin sonuna kadar bu vakfın,evlatları vasıtasıyla yürütüldüğü görülüyor. Vakıf senedinin şahitlerine bir bakarsanız şaşırıp kalırsınız. O zamanlar bu kadar “seyyid” unvanı taşıyan şahsın varlığı gerçekten dikkate alınması gereken bir durum ve çok etkileyici. 
İşte bu Karakaya’nın, Kayseri’ye kuş bakışı bakan Karakaya’nın başta 

Kayserililer olmak üzere bütün Türkiye’den ve hatta daha uzak coğrafyalardan dahi tanınmasını bilinmesini istiyorum. Hatta sevgili Mehmet Gönen dostumuzun dilinden Seyyid Halil Devletlü ile ilgili anlatılan bütün efsaneleri de dinlesinler isterim. Kayseri’yi kuşbakışı izlerken çaylarını, kahvelerini içsinler, Eriyes’i doya doya izleyip bağırlarına bassınlar isterim. Bilmiyorum ki çok şey mi istiyorum. 

Karakaya’nın etrafındaki yerleşim yerlerinin adlarını da o köyde bulunan bir yatırdan aldığına şahit olmaktayız. Adına evliya, yatır veya Horasan Erenleri dediğimiz bu şahsiyetler, bu coğrafyayı ne büyük bir etki altında bırakmışlar işte bu lisetede buna şahitlik ediyor.


Yorumlar