SU MESELESİ ,SUDAN MESELE DEĞİLDİR / Mehmet KAHRAMAN

SU MESELESİ ,SUDAN MESELE DEĞİLDİR.
İnsanlık tarihi incelendiğinde yaşam ve medeniyetler su çevresinde kurulmuştur. Bilindiği üzere dünyada ki su miktarı sabittir. Yerkürede ki suların %96.5 okyanus ve denizlerde , %3.5 ise akarsu, yeraltı suları ve göller de bulunmaktadır. Bizler, canlılar, tatlı su olarak tanımlanan %3.5 dan istifade etmekteyiz. Dünyada su miktarı değişmiyor ama tatlı su kaynakları hızla tükeniyor. Bilim adamlarının araştırmasına göre sonra artan nüfus , küresel ısınma ve tatlı suların azalması göz önüne alındığında 50 yıl sonra suya duyulan ihtiyaç günümüze göre %60 daha da artacak. Gelişmiş ülkeler şimdiden çıkar yolları ararken ülke politikalarını da bu eksende belirlemektedir. Küresel ısınma bu hızla devam ederse Anadolu coğrafyasının büyük bir kısmının çöl ikliminin etkisi altına gireceği öngörülmektedir. Ülkemiz yöneticileri ve bilim adamları bu tehlike karşında yeterli tedbirler alıyor mu? Eğitimden tarıma, enerjiden turizme tüm sektörlerde tatlı su güvenliği hesaba katılıyor mu? Bana sorarsanız cevabım hayır. İsrafın ve kirliliğin hat safhada olduğu aşikar. Doğanın cömertliğini yani Cenabı Allah’ın lütfu ihsanını para ve zevki sefa uğuruna heba ediyoruz. Doğal yaşam kaynaklarımızı, çevre düzenlemesi , enerji üretimi ve turizme açma adı altında yavaş yavaş öldürdüğümüzün farkında mıyız acaba.
Su güvenliği milli bir meseledir ve de sudan sebepler ile geçiştirilemez. İlçemiz Bünyan ,yeşil Bünyan olarak bilinmektedir. Yeşilin mimarı da Pınarbaşı gözü ve kayaltı mevkiinde bulunan binlerce irili ufaklı su kaynaklarıdır. Ama maalesef bu kaynaklarımızda azalma olduğu tespit edilmiştir . 1980 li yıllarda DSİ mühendislerince yapılan ölçümlerde saniyede ki su miktarı 1200 litre iken günümüzde 800 litreye kadar düştüğü belirtilmektedir. Bu kayıpların başlıca sebepleri bilinçsiz kuyular açmak, kaçak sondajlar, kaynak önlerine bentler kurmak gelmektedir. Bu su kaynakları sadece Bünyan’ımıza değil Sarımsaklı ovasından Sarıoğlan’a kadar tüm ovaya can vermektedir. Ne acıdır ki mevcudun dahi kıymetini bilip muhafaza edemiyoruz. Bölgede hayvancılık yapanların ifadesine göre; akarsudan artık koyun ve kuzularımız su içmiyor denmektedir. Suda kokunun, köpüklenmenin ve bulanıklığın olduğu söylenmektedir. Bu iddialar doğru ise temiz suya, pis suların, lağımın karıştığı anlamına gelir . Biz biliriz ki koyun yiyeceğinde suyunda temizini seçer. Yani doğal –canlı laboratuvardır. Bu iddiaların ve kaygıların giderilmesi için acilen gerekli teknik analizlerin yapılması elzemdir. Var ise böyle pis bir karışım, kaynağı tespit edilerek kurutulmalıdır. Bu minvalde ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlar olmak üzere sivil toplum örgütlerini göreve , ilçe halkımızı da toplumsal duyarlılığa davet ediyorum.
İlkokul çağlarında müzik dersimize giren muhterem hocam İbrahim Demirezen, güftesi ve bestesi rahmetli Hamdi Üçok’a ait olan şu Bünyan Türküsünü söylerdi:
‘’Pınarbaşı bizim akarsuyumuz
Türkistan’dan gelme ulu soyumuz
Varlığım armağan yurdum uğruna
Düşmana kılınma bilmez huyumuz”…….
Soyumuzun bekası için suyumuza sahip çıkalım. Yeşil Bünyan ifadesi sadece fotoğraflarda ve tarihte kalmasın.
Mehmet KAHRAMAN

Yorumlar