BENİM ELİMDE SİHİRLİ DEĞNEK VAR /Seyit Burhanettin AKBAŞ yazdı / Kayseri Gazetesi






 BENİM ELİMDE SİHİRLİ DEĞNEK VAR

Bazen bir işi neden yapamadığımızı anlatırken “benim elimde sihirli değnek yok” deriz. Hakikaten de yoktur. Kimin elinde var ki… Lakin bazı kitaplarda, makalelerde okuduklarımız, özlü sözlerde duyduklarımız, hayatta karşılaştıklarımız ne olacak? “Farklılık yaratmak” ne demek? Öyleyse hayatta bazılarının elinde “sihirli değnek” var demek ki…

İstisnalar kaideyi bozmak ama bizim Kayseri milleti türküleri sever ama oğlunun, kızının türkücü, şarkıcı olmasını istemez. Her türlü spor müsabakasına aşinalığı vardır ama kendi evladının basketbolcu, voleybolcu veya “topçu” olmasını istemez. Yıllarca boynumuzu büken sözleri unutmadım ki…

“Hocam, bizim kızı halk oyunlarına mı bi şeye yazmısşınız da derslerden geri kalır, sen uygun bir lisanla bizim kızı oradan çıkart, aman ha telefon açtığımı neyi söyleme, sonra bana kararır valla” Demek ki çocuğun gönlü var ama ebeveyn nedense çocuğunu bu tür aktivitelerden geri çekerdi. Aileler standart bir şekilde doktor, avukat, mühendis diye çocuklarına meslek listeleri sıralarken başka aktiviteleri ise önlerinde birer engel olarak görürlerdi. Bir ya da birkaç müzik aleti çalmanın neye zararı olacağını bilemezdik. Şükürler olsun yeni anne babalar artık eski dünyanın dar düşünce kalıbını bir bir geride bıraktılar.

Bir gün Bünyan’da bir arkadaşımla karşılaşınca bana dedi ki: “Bünyan’da kapalı spor salonunda bir hoca var ismi Ömer Demir, böyle özverili bir hoca görmedim, çocukları evden, okuldan bizzat kendisi alıyor veya anneleri babaları getiriyor, hocamız çocuklara basketbol çalıştırıyor, karınlarını doyuruyor, hediyeler alıyor, onları evlerine kadar bırakıyor.” Daha neler neler anlatıyor. Yanımdaki diğer arkadaşım dedi ki: “Senin bu dediklerin ya yabancı filmlerde olur ya da internetteki pembe sayfalarda, bizde öyle adamlar olsa bile hemen köreltirler, yakasına küser” dedi. Nasrettin Hoca gibi “sen de haklısın” diye ortalarında kalakaldım.

Eve gelince “o engin tecrübelerime” dayanarak derin düşüncelere daldım. Basketbol, genellikle kolejlilerin sporudur. Devlet okullarının onların arasında işi zordur.  Sonra devlet okullarında başarı elde etseniz, başınız püsküllü belaya girer. İmkanlar hiç yok, ildeki grup maçları haydi neyse de il dışı grup maçlara gidecek olsanız, nasıl gidersiniz? Ulaşımdan başlayın, takım nerede kalacak, ne yiyecek ne içecek? Boşa koyarım dolmaz, doluya doldururum almaz dedikleri gibi bir sonuca varamadan “Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler” deyip beklemeye başladım.

Maç skorları geliyor, açık ara fark atıyor takım. Gidiyorum, maçları izliyorum. Bu çocuklar, sanki doğuştan basketbolcu gibiler. Ömer Demir hoca ile konuşuyorum ve onun bir sözü yetiyor bana “başarı, gayrete aşıktır” diyor.  Kararlılığın en büyük göstergesi ise çalışmak çalışmak çalışmaktır diyor. Bazen antrenmanlara çağırıyor, gidiyorum. O, çocuklarını spordan soğutan anne babalar gitmiş, yerini çocuklarının antrenmanını izlemeye gelen anne babalar almış. Bazen börek, çörek, pasta getiren anne babalar gördüm. Aileler doğru adamı bulduklarını biliyorlar ve ona inanıyorlardı. İşte “başarı, gayrete aşıktır” diyen adam Kayseri il birinciliğini aldığında asıl zihnimdeki sorular yeniden belirdi. Kolejlilerin imkanlarına sahip olmayan ve Cennet Yiğit gibi şehidimizin adını taşıyan bir devlet okulu, bu başarısının devamını getirirse bu yükün altından nasıl kalkılacak diye düşünmeden edemedim. 

Kul daralmayınca Hızır yetişmezmiş derler.  Birçok insanımız gönül seferberliğine girişmiş olmakla beraber, Muzaffer Pala isimli bir yiğidimiz ortaya çıktı ve büyük yükü sırtlayıverdi. Bünyan Cennet Yiğit Ortaokulu Basketbol Takımının manevi başkanı bence Muzaffer Pala’dır. Takımımız Denizli’ye Türkiye finallerine katılıp sekiz takım arasında dördüncülüğü aldı ve büyük başarı elde etti. Bir devlet okulunun ne gibi dezavantajlarının olduğunu ben de buram buram yaşadım, hatta tasavvuf ehli olmaktan o günlerde çıkıp insan-ı kamil olma yolunda katettiğim bütün mertebeleri kaybettim, o kadarını da söylememi maruz görün.

Bu yıl da takımımız  kıymetli Ömer Demir Hocamızın ve sevgili Muzaffer Pala’nın omuzlarında yükselerek, Bünyan halkının çok büyük desteğini alarak, başta Kaymakamımız ve Belediye Başkanımız olmak üzere, yediden yetmişse herkesin katkılarıyla, annelerin babaların dualarıyla, gayretleriyle, Gençlik ve Spor Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü başta olmak üzere, Sayın Valimizin ve Büyükşehir Belediye Başkanımızın himmetleriyle YİNE TÜRKİYE FİNALLERİNDE ve Haziran ayı başında Sinop’ta Türkiye’nin sekiz okulunun arasında yer alacak. Şampiyon olmak için sonuna kadar çabalayacaklar. Dualarımız onlar için, dualarımız “başarı gayrete aşıktır” diyenler için, dualarımız “bütün varlığımız memleketin evlatlarına feda olsun” diyenler için, dualarımız şehidimiz Cennet Yiğit’in adını en güzel şekilde yaşatıp şehidimizin annesine, babasına ve kardeşlerine büyük mutluluk yaşatanlar için… Vesselam…

Elimde sihirli değnek mi var diyenlere deyin ki evet, elinde sihirli değnek var.

Seyit Burhanettin AKBAŞ


Yorumlar