Oğul Âlim Çınar, Babası Müderris Mehmet Âlim Efendi'yi ve Bünyan'ı anlatıyor

Kayseri Milletvekili Mehmed Alim Efendi'nin oğlu Rahmetli Âlim Çınar ile bir söyleşi gerçekleştirmesi için öğrencim Şengül Akalın'a bir görev vermiştim. Benim de katıldığım söyleşide rahmetli Âlim Çınar, babasını, ailesini ve Bünyan'ı anlatmıştı. Biz de Bünyan Kültürü dergisinin Temmuz / Ağustos 1993 / 8. sayısında bu söyleşiyi yayınlamıştık.
Bünyan'ın tarihi açısından çok önemli gördüğüm bu söyleşiyi özetleyerek sizlere sunmak istiyorum:
BÜNYANLILAR OĞUZ TÜRKLERİNDENDİR
"Bünyanlılar, Oğuz Türklerindedir. Sonradan gelip yerleşenler var ise de ilk önce gelenlerin Türkistan'dan geldiğini biliyorum. Benim ailem 1071 Malazgirt Meydan Muharebesinden sonra İslamiyet'i yaymak için görevlendirilmişler ve Horasan üzerinden hareketle Anadolu'nun birçok şehir, kasaba ve köylerinde din öğretimi yapmak üzere iki kardeş olarak Bünyan'a gelmişler. Osman Fakı, Bünyan'ın ilk din öğreticisidir. Diğer kardeşi Mustafa Ağa, Kayseri'ye gitmiştir. O da Kayseri'nin ilk din öğreicilerindendir.
"Osman Fakı geldi de bir amentü çıkardı" sözü hâlen darbı mesel olarak kullanılmaktadır. Elimizde 400 yılı aşkın bir zamanı içine alan secere vardır. Bunun bir kolu Efendi Ağalara, bir kolu da Âlim Beylere dayanır.
BÜNYANLI MÜDERRİS MEHMED ALİM ÇINAR
"Babam, 1277 (M.1860) yılında Bünyan'da doğmuştur. Müderristir. Kazada Meclis-i İdare âzâsı iken Millet Meclisine seçilmiştir. Birinci devre mebusudur. Milli Mücadelede sonuna kadar vatanın, milletin kurtuluşu için çalışmış, daha sonra Bünyan'a gelmiş ve bir süre sonra da vefat etmiştir." (1928)
ÂLİM EFENDİ'NİN OĞULLARINDAN İKİSİ ŞEHİT
"Âlim Efendi'nin altı oğlu, yedi kızı vardır. Kızlardan altı tanesi hayatlarını kaybetmiş olup oğlu Mehmet de küçük yaşta ölmüştür. En küçük çocukları Âlim Çınar ve Nadir Bıçakçı'dır. Oğlu Hüsnü, Çanakkale Arıburnu Muharebesinde şehit düşmüştür. Diğer oğlu Âsım, Kütahya çıkartmasında şehit olmuştur. Diğer oğlu Mahmut, Balkan Harbi'nin başlangıcından Milli Mücadele'nin sonuna kadar askerlik yapmış, uzun süren esaret hayatı yaşamıştır. On beş sene önce Bünyan'da vefat etmiştir. Oğlu Abdülkadir hafızlık, imamet ve hitabet vazifelerinde bulunmuştur. O da vefat etmiştir.
(Devam edecek)

Yorumlar