” Savaşların en büyüğü, kendi nefsimizle olandır. “ Şems-i Tebrizi

Sana dilsiz, dudaksız sözler söyleyeceğim
Bütün kulaklardan gizli sırlardan bahsedeceğim
Bu sözleri sana, herkesin içinde söyleyeceğim ama senden başka kimse duymayacak
Kimse anlamayacak…

“Sabırsızsın…
Oysa bütün mahlukat sabrın ipliğiyle bağlıdır birbirine.
Dünya sabırla döner.
Çünkü güneşin de, ayın da zamana ihtiyacı vardır.
Sabırlı ol.
Büyük sırlara ermek için sabır denizinde yüzmeyi öğrenmen lazım.
Çünkü sırlar, sabır denizinin dibinde saklıdır.

Uyum güzelliktir.
Uyum, suyun özelliğidir.
Su, sabrın simgesi, istiridyenin yurdudur.
Su olmasaydı, inci de olmazdı.
Sabırlı ol ki istiridye gibi inciler yapasın.
Sözler hakikat değildir, ağzımdan çıkan seslerdir.
Hakikati öğrenmek için söze değil, yaşamaya ihtiyaç vardır.
“ Şems-i Tebrizi “
Gönül gözün kapanmış olduğu için, aklın sınırları dışına çıkamıyorsun.
Gerçek aşkın ne olduğunu bilmediğin için, fedakarlığın da ne demek olduğunu bilmiyorsun. Çoktan bitmiş, heyecanı sönmüş, ancak ilginç ülkeleri gezerek, eğlenceler düzenleyerek, lezzetli yemekleri midenize indirerek, bedenlerinizi yaralarcasına sevişerek birbirinize katlanabildiğiniz cüzi aşkına bakarak, benimkini yargılıyorsun…
Sen gerçek aşk nedir tanımadın ki, beni yargılayabilesin.
Sen elini hiç ateşe sokmadın ki, aşk yangınının insan yüreğini nasıl sönmez bir çerağa çevirdiğini görebilesin.
Sen, sevgilin için ölmedin, öldürmedin ki, beni anlayabilesin!
“ Şems-i Tebrizi ”
Hepimiz aynı sebebin neticesiyiz, hepimiz aynı ışığın zerrecikleriyiz, suret nedir ki? “
” Derviş odur ki, bedenden soyunsun, candan sıyrılsın, duygudan kurtulsun. “
GÖZ...
Genç bir çift, yeni bir mahalledeki yeni evlerine taşınmışlar. Sabah kahvaltı yaparlarken, komşu da çamaşırları asıyormuş. Kadın kocasına; 'Bak, çamaşırları yeterince temiz değil, çamaşır yıkamayı bilmiyor, belki de doğru sabunu kullanmıyor' demiş. Kocası ona bakmış, hiçbir şey söylememiş kahvaltısına devam etmiş. Kadın, komşusunun çamaşır astığı gözleyerek her sabah aynı yorumu yapmaya devam etmiş. Bir ay kadar sonra, bir sabah, komşusunun çamaşırlarının tertemiz olduğunu gören kadın çok şaşırmış. 'Bak' demiş kocasına; 'Çamaşır yıkamayı öğrendi sonunda... Merak ediyorum, kim öğretti acaba. ? Ben bu sabah biraz erken kalkıp penceremizi sildim' diye cevap vermiş kocası. Hayat da böyle değil midir.? Başkalarını izlerken gördüklerimiz, baktığımız pencerenin ne kadar temiz olduğuna bağlıdır. Birini eleştirmeden ve hemen yargılamadan önce kendi zihin durumumuza bakmak ve 'iyi' olanı görmeye hazır olup olmadığımızı fark etmek güzel bir fikir olabilir ...

Uygulamadan, önermeden önce, araştırın. Ben sadece aktarıyorum...
Yalanlamak ve reddetmek için okuma.!
İnanmak ve her şeyi kabullenmek için de okuma.!
Konuşmak ve nutuk çekmek için de okuma.!
Tartmak, kıyaslamak ve düşünmek için oku.!
F. BACON

Yorumlar