Bünyanlı masal anası Feride BEYTÜR /Bünyan'dan Portreler




FERİDE ABLA (Feride BEYTÜR)

Erciyes’ten bir yel esti

Bahçemde gülümü kesti
Ben ne deyim Allah aldı
Yavrım söylemiyor küstü

Arap atlar aşkın olur

Akan sular coşkun olur
Yavrusun yitiren ana
Ölmez amma düşkün olur

Ağcalı’nın yolu dölek

Kanlar kusmuş gölek gölek
Yarın emmileri gelir
Saçını eline verek

Bu ağıt böyle uzayıp gider. Bünyan’da bunun gibi nice ağıtları bana Feride Abla (Feride Atik - Beytür) söylerdi. Tam bir derya idi. Bu ağıtları söylemek öyle kolay sanıyorsanız, aldanıyorsunuz. Çoğu zaman gözyaşlarını tutmaya çalışarak, yüreği efil efil eserken söylerdi. Yürek yangısı büyüktü. İncecik bir ruh halinde sanki her an üzülüp ağlayacakmış gibi bakardı. Yaşmağının ucuna sildiği yaşlar, yaşmağını ıslatacak kadar çoğalırdı.

Annemin yakın arkadaşıydı. Yoksa yabancıya asla ağıt söylemez, dağarcığını açmazdı. Sadece ağıt mı? Bana bugün bildiğim birçok halk hikayesini ve masalı o anlattı. Hürü Gelin, Gündeşlioğlu, Aydoğdu ile Gündoğdu, Kilemen Çengiz Akkız ondan dinlediğim masal ve hikayeler arasındadır.
Ne güzel insanlardı. Yürekleri açık… Sofraları açık… Birbirleriyle dünya ahret kardeş olurlardı.

Anam yıllar yılı halı dokudu. Anamın halı parası olmasa ben okuyamazdım. İçlerinde ayrılık gayrılık yok. Yoldan geçenlere “gardaş” derlerdi. Çünkü, herkes birbirini tanırdı, bilirdi. Hal hatır sorarlardı, selavatlaşırlardı, düğünü, derneği, acıyı tatlıyı bilirlerdi. Akrabaya, konu komşuya hürmet edilirdi.

Seyit Burhanettin AKBAŞ; Hamidiye Köyüm Olsa, 2014

Yorumlar