GİLABURU (VİBURNUM OPULUS)

GİLABURU (VİBURNUM OPULUS)
Bünyan Bölgesi’nde “gilaburu, gilebolu, gilabolu, kiraboğlu” gibi isimlerle bilinen bir bitki
türüdür.  Antik dönemden beri Bünyan Yöresinde "Globule" (Kürecik) adıyla bilinmektedir. Türkçede kullanılan “gilaburu”sözü, Latince kökten gelen ve bugün İngilizcede de kullanılan “globule” kelimesinden geliyor. Globule’nin kelime anlamı, küçük, yuvarlak, kürecik demektir. Bu bitkiye İngilizler Guelder rose, Hollandalılar Gelderse roos, Almanlar ise Gemeiner Schneeball diyorlar. Diğer dünya dillerinde isebola de nieve, olvon, krosved, kvalkved, karina koralowa, koiranheisigibi isimler kullanılmaktadır.
Bu bitkinin yetiştiği coğrafya, Kuzey Amerika, Meksika, Kanada ve Avrupa’da ise Kuzey İrlanda... Türkiye’de de yetiştiğini bilenlerin sayısı oldukça azdır. Özellikle Kayseri’de Bünyan, Akkışla ve Gesi yöresinde bu bitki önemli ölçüde yetiştiriliyor.
Türkiye’de değişik adlarla halkın şifalı bitki olarak kullandığı gilaburu bitkisini Amerikalı bilim adamlarının keşfi Kanada’da XIX. yüzyılın sonlarında olmuştur.
Kuzey Amerikalılar ve Kanadalılar, bu bitkiyi Kayseri ve yöresindeki halkın kullandığı biçimde kullanıyorlardı. Sonbaharda toplanan meyveleri daha sonra meyve likörü veya şurup yapıp içiyorlardı. Bu çalı türü genellikle sulak yerlerde ve bataklıklarda yetişiyordu. Anadolu’da olduğu gibi tarlaların ve bahçelerin kenarına dikerek aradaki sınırı da bu bitkiyle çizmiş oluyorlardı.
Kimyasal Bileşimi
Gilaburunun kabuksuz, zarlı taneciklerinin içerisinde valerianik asit, fosenik asit, viburnik asit, volatile asit (gaz hâline dönüşebilen, buharlaşan asit) ve kırmızı renk maddesi var. H. Kramer, bunlara ilaveten demir şurubu, çivit, tanen ve kendine has acı, ekşi bir tadı olan özün (viburnum) nötr, yani ne asit ne baz olduğunu, eterde ve alkolde çözülebilen ama suda çok az çözülebilen şekilsiz, beyaz bir toz olduğunu keşfetti.
Tıpta Kullanımı
Kızılcığa benzeyen bu bitki spazm çözücü etkisi nedeniyle Amerika’da genel olarak cramp bark ismiyle biliniyor. Bu bitki krampların yumuşaması, gevşemesi ve bütün spazm çeşitlerine, astıma, histeriye (peri hastalığı) ve kadınların değişik uzuvlarındaki (kol, bacak) kramplarına iyi geliyordu ve özellikle de gebelik esnasında kullanılmasının yüksek derece faydalı olduğu biliniyordu. Doğum esnasındaki bütün ağrı nöbetlerini ve rahatsızlıkları önlediği ortaya konmuştur. Eğer gebeliğin son iki ayında günü birlik kullanılırsa doğumda kolaylık sağladığı ifade ediliyor ve şöyle deniyor: “Viburnum, gebelik esnasında çocuk düşürmeyi önlemek için hazırlanan bir preparattır. Bu bitki rahim içinde oluşan şiddetli ağrıları yatıştırır, sona erdirir, rahim çeperini gevşeterek doğumun kolaylığını sağlar.”
Bu bitki, idrar yolları hastalıklarında da kullanılıyor. Çünkü kanalları açıcı, rahatlatıcı ve gevşetici bir özelliği var (spazm çözücü). Böbrek taşlarını parçalamıyor ama bu kanallara giren ve şiddetli ağrılara yol açan taşların düşmesine yardımcı oluyor. Basur dahil vücudun bütün kanal sistemlerine inanılmaz derecede etki yapıyor. Tortuları, iltihapları, şişmeleri, urlaşan bölümleri temizliyor. Histeri hastalarında dahi kullanılabilen müthiş bir yatıştırıcıdır ve sinir sistemi üzerinde büyük bir etki sağlamaktadır. Bunun dışında astım, öksürük, hazımsızlık, akciğer hastalıkları ve boğaz ağrılarının tedavisinde kullanılıyor. Özellikle hazımsızlık ve mide rahatsızlığı çekenlere içerisindeki volatile asit sayesinde yardımcı oluyor.

Bu madde gaz hâline dönüşebilen, buharlaşan bir asit türü olduğu için hazımda en doğal rahatlama yöntemlerinden biri olarak kabul ediliyor.

Yorumlar