BÜNYAN ULU CAMİİ – ECDADIN SESİ Seyit Burhanettin Akbaş



BÜNYAN ULU CAMİİ – ECDADIN SESİ

Seyit Burhanettin Akbaş

Kayseri’nin kadim ilçesi Bünyan’da bir abide yükselir; sadece taşla değil, imanla örülmüş bir abide…
Yedi asırdır dimdik duran Bünyan Ulu Camii, bir medeniyetin, bir ruhun, bir ecdadın nefesidir.
Caminin taşlarında, minberinde, mihrabında, her kıvrımında Uygur Türk’ünden Osmanlı’ya, Selçuklu’dan Cumhuriyet’e uzanan bir iz vardır.
Her taşı dua, her süsleme bir hatıradır.
Ve o hatıralar dile gelir, bir şairin kaleminden şu dizelere dönüşür:


BÜNYAN ULU CAMİİ

Ecdadıma şükran, ecdadıma rahmet olsun
Bu camii bu burca yapan eller sağ olsun
Bu câmi, mâziden âtiye güzergâhınız
Bu câmi ilmimiz, iz’anımız, irfanımız

İçerisinde hûşu ile iman var, ibadet var
Öyle bir sessizlik, huzur var, saadet var
Kale gibi bu burçta yedi yüz sene durmuş
Fakirlere aş, yolculara sıcak bir yuva olmuş

Düşman bulamamış buranın altın anahtarını
Uygur atam kazmış kapısına en güzel sanatını
Bin bir şekil iç içe geçmiş, sıralanmış
Bir “kurt başı” şekille süsleme tamamlanmış

Camiikebir! Camiikebir! Camilerin sultanı
Müslüman Türkün Bünyan’daki ihtişamı
Kökünü arayan geldin caminin taşlarına sorsun
Yolunu arayan gelsin burada safa dursun

İşte ecdat, yüzyılların ötesinden sesleniyor
Ben buradayım oğlum Mehmet, kızım Ayşe diyor
Sarımsaklı Türkmeni haykırıyor bu burçtan
Sen de gel abdest al, bu güzel pınardan

Ecdadıma şükran, ecdadıma rahmet olsun
Uygur Atam Emir Mahmut, şad olsun şad olsun!


Bünyan Ulu Camii, yalnızca bir ibadet yeri değil; Türk kimliğinin taşta vücut bulmuş halidir.
Onu inşa eden eller, bugün hâlâ her ezanda, her duada yaşamaktadır.
Bu şiir, o ellere, o ruha ve o tarihe bir selamdır:
“Ecdadıma rahmet olsun…”



Yorumlar