Modernleşmenin Eşiğinde: Osmanlı’da 19. Yüzyıl ReformlarıTanzimat’tan Meşrutiyet’e uzanan büyük dönüşüm S.Burhanettin AKBAŞ



---

Modernleşmenin Eşiğinde: Osmanlı’da 19. Yüzyıl Reformları

Tanzimat’tan Meşrutiyet’e uzanan büyük dönüşüm

S.Burhanettin AKBAŞ

18. yüzyılın sonunda başlayan değişim rüzgârı, 19. yüzyılda artık bir fırtınaya dönüştü. Osmanlı Devleti, tarihin en zor yüzyıllarından birine girerken hem ayakta kalmaya hem de dünyaya ayak uydurmaya çalışıyordu. Artık mesele yalnızca savaş meydanlarında kaybedilen topraklar değil; zihinlerde yeniden doğmaktı.



Tanzimat: Devleti Ayakta Tutma Gayreti

1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı, Osmanlı tarihinde bir dönüm noktasıydı. Padişah II. Mahmud’un başlattığı yeniliklerin devamı niteliğindeydi. Artık “kul” anlayışının yerini “vatandaş” kavramı almaya başlıyordu. Herkesin can, mal ve namus güvenliği devletin güvencesi altına alınıyor, kanun önünde eşitlik ilkesi vurgulanıyordu.
Bu, sadece bir yönetim değişikliği değil; Osmanlı zihniyetinde bir devrimdi.

Islahat Fermanı: Eşitliğin Resmiyet Kazanışı

1856’daki Islahat Fermanı, Tanzimat’ın devamı olarak azınlık haklarını daha da genişletti. Batılı devletlerin baskısı etkili olsa da, asıl amaç imparatorluğu çok uluslu yapısıyla bir arada tutmaktı.
Ancak her reformun bir bedeli vardır. Bu dönemde Osmanlı toplumu ikiye bölündü: Batılılaşmayı medeniyetin şartı görenler ve bunun kimliği eriteceğini düşünenler. İşte o ikilik, bugün bile tartıştığımız pek çok meseleye zemin hazırladı.

Meşrutiyet: Halkın Sesi Yükseliyor

1876’da ilan edilen I. Meşrutiyet, Osmanlı tarihinde ilk kez bir anayasa ve meclis fikrini doğurdu. Artık padişahın yanında halkın temsilcileri de söz sahibiydi. Bu gelişme, Osmanlı için geç kalınmış bir adım olsa da, modern demokrasinin temelleri bu yıllarda atıldı.
Her ne kadar kısa sürse de, Meşrutiyet ruhu artık geri dönmeyecek bir bilinç oluşturdu.

Bir Dönemin Özeti

19. yüzyıl reformları, Osmanlı’nın “batmakta olan bir gemi” olmadığını; hâlâ kendi içinde bir yeniden doğuş umudu taşıdığını gösterir.
Tanzimat’ın kalemi, Islahat’ın cesareti, Meşrutiyet’in özgürlük ateşi… Hepsi Cumhuriyet’e giden yolun taşlarını döşedi.



Bugün bizler o yüzyılın çocukları değiliz belki ama o reformların mirasçılarıyız. Çünkü her yenilik bir geçmişin duası, her reform bir geleceğin tohumudur.


---

Yorumlar