Ala Bilik Yan Ver! (Bünyan Masalları)



Vakti zamanında çiftçilikle uğraşan bir aile varmış. Evin erkeği sabah erkenden tarlaya gidermiş, hanımı da ev işleri ile uğraşırmış. Akşam evin reisi eve geldiğinde bir türlü kadının yaptığı işleri beğenmezmiş, sürekli şikayet edermiş.
Yine bir gün adam tarladan eve dönmüş. Bir de ne görsün? Yemek daha pişmemiş. Bunun üzerine çok sinirlenip kadına söylenmeye başlamış.
-Akşama kadar ne yapıyorsun? Görende çok zor işler yaptığını sanır. Benim gibi akşama kadar gün altında sapan mı sallıyorsun?
Vermiş veriştirmiş. Sonunda da:
-Senin yerinde ben olsam bütün işleri öğleye kadar bitirirdim demiş.
Bunun üzerine kadın:
-İyi öyleyse bir gün tarlaya ben gideyim, sen evde ev işi yaparsın, demiş.
Bunun üzerine kadın:
-İyi öyleyse, yarın tarlaya ben gideyim, sen evde ev işi yap da görelim, işler öğleye bitiyor mu bitmiyor mu, demiş.
Ertesi gün, sabah erkenden kadın, azık torbasını alarak tarlanın yolunu tutmuş. Adam ise evde kalıp ilk olarak inekleri sağmış. Daha sonra hamuru yoğurmuş. Hani hanımına işleri çabuk yaparım dedi ya... Hemen işleri ikişer üçer halletmeye koyulmuş. Tandırı yakmış, hamurun başına geçmiş. Bu arada sütü, yayığa koyup sırtına bağlamış yayığı. Yani bir taraftan tandırda hamur pişirirken bir taraftan da hamuru tandıra verirken eğilip kalkınca sırtındaki yayık yayılıp yağı çıkacak. Neyse bu arada bilikler (civcivler) de yemlenmek ister tabii... Ama onların başında beklemek ister. Yoksa bilikler alır başını giderler, kurda kuşa yem olurlar. Onun da çaresini bulmuş. Biliklerin ayaklarını birbirine çatar, yemini verir, dışarı bırakır. Biliklerden biri eğer uzaklaşmaya kalkarsa, ayakları birbirine çatılı ya diğerleri buna mani olacaklar.
Bu adam ekmeği pişirmeye koyulur.Bir eğilip bir doğrulduğunda yayıktaki süt, tandıra akar ve tandırı söndürür. Geriye doğrulunca yayığın altı yere çakılır ve altı delinir. Böylece hem tandır söner, hem yayık delinir, süt dökülür, her şey boşa gider. Ortalık tandırın dumanıyla görünme olur. Biraz hava alayım diye dışarı çıkar ki bir de ne görsün. Bir alıcı kuş, biliklerden birini alıp uçmaz mı? Biliklerin hepsi birbirine çatılı (bağlı) olduğu için de kuş birini alıp kaçarken ötekileri de birem birem göğe doğru savrulur. Adam çaresizlik içinde koşmaya başlar. İpin en ucunda dizili olan bir ala bilikmiş. Hem koşuyor hem de koşarken sesleniyormuş:
-Ala bilik yan ver, ala bilik yan ver!
Yani ipin ucunu bir tutabilse önce ala biliği yakalayacak sonra da ipi çekip diğerlerini de kurtaracak. Nerde..... Kuş birini yakalmışken öbür bilikler de ipin ucun dizili alıcı kuşun yemi olurlar.
Akşam olur. Kadın eve yorgun argın gelir. Adama sorar:
_Yemek hazır mı?
Adam yok der.
-Ya ekmek diye sorar.
Adam olanı biteni anlatır. Karısına döner der ki:
-Aman hanım, sen istersen işleri, değil öğlene, istersen akşama, geceye bitir. Tek evinde otur da ev işleri ne zaman olsa olur.
Ertesi gün tarlaya giderken adam şöyle mırıldanıyormuş:
-Kadın evine, erkek yoluna...

Kaynak Kişi: Zümrüt Demirhan
Derleyen: S.Burhanettin Akbaş
(S.Burhanettin Akbaş, Bünyan ve Yöresi Halk Edebiyatı, Folklor ve Etnografyası, Kayseri, 1994)

Yorumlar